19. Hukuk Dairesi 2018/1331 E. , 2019/2921 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilâmda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı ile davalının ofis malzemelerinin alım satımı hususunda ...’da sözlü bir anlaşma yaptıklarını, bu anlaşma doğrultusunda davacının davalıya 22.06.2009 tarihli 50.212,60 Euro bedelli fatura ve aynı tarihli gümrük belgesi ile fatura içeriğindeki malları teslim ettiğini, davalının malların bedelini ödemediğini, davalının ödeme iddiasıyla sunduğu belgenin kıymetinin olmadığını, ödeme iddiasıyla sunulan belgede yazılı 70.000,00 Euro’nun ne için olduğunun belli olmadığını belirterek 50.212,60 Euro’nun dava tarihindeki değeri olan 144.818,41 TL’nin fatura ve gümrük belgesi tarihi olan 22.09.2009 tarihi itibarı ile işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davalının Türkiye‘de ikametgahı olmadığından Türk Mahkemelerinin yetkili olmadığını ve dava şartı eksikliğinden davanın reddi gerektiğini, davalının davacıya borcunun olmadığını, davacı şirketin ortağına 19.08.2008 tarihli belge ile sipariş edilen ürün bedeli, gümrük masrafları ve montaj bedeli olarak 70.000 Euro’nun Viyana’da elden ödendiğini, davacının bedelini nakden aldığı malları bir yıl sonra teslim ettiğini, ancak gümrük giderlerini ödememesi ve eşyanın montajını yapmaması sebebi ile davalının ayrıca ödeme yapmak zorunda kaldığını, davacının bedeli peşin ödenen 22.06.2009 tarihli fatura bedeli 50.212 Euro’yu dava tarihi itibarıyla TL‘ye çevirirken ticari faizini de fatura tarihinden itibaren talep etmesinin hukuka aykırı haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, davacının fatura tarihinden 5 yıl geçtikten sonra fatura bedelinin tahsilini talep etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek davanın öncelikle usulden reddine değilse esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, Türkiye Cumhuriyeti ile Avusturya Devleti arasında karşılıklılık esası bulunduğu, zamanaşımı süresinin dolmadığı, davalı şirkete ait hesap bilgilerinden davacı tarafından gönderilen malların davalı tarafından teslim alınarak nakliyesinin yapıldığı, davacının 19.08.2008 tarihinde avans olarak ödediğini beyan ettiği 70.000 Euro"yu 31.12.2008 tarihli bilançosuna alacak olarak kaydettiğine dair işlemlere rastlanmadığı, davacının 2009 yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defterine göre 22.06.2009 tarihli olarak davalıya 108.143,07 TL tutarında satış yaptığı ve bu satıştan dolayı davalıdan bu tutar kadar alacaklı hale geldiği ve bu hususları yasal muhasebe kayıtlarına kaydettiği ayrıca davacı şirketin 31.12.2009 tarihli envanter ayrıntılı hesap dökümüne göre davalıdan olan alacağının 108.925,25 TL olarak kayıtlı olduğu, davalı taraf her ne kadar 70.000 Euro"yu 19.08.2008 tarihinde davacı şirket yetkilisi olduğunu bildirdikleri Tayfur Kara"ya ödediğini ileri sürmüş ise de; dava konusu faturanın tarihinin 22.06.2009 olduğu ve 50.212,69 Euro bedelli fatura yönünden davalının bu fatura tutarından daha fazla bir tutarda ve iddiaya konu 70.000 Euro olarak fatura tarihinden çok önceden 19.08.2008 tarihinde 70.000 Euro ödeme yaptığını ileri sürerek faturadan kaynaklı borcunun olmadığını iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu bu yönü ile davalının ödeme iddiasının dava konusu fatura için ispatlanmadığı, ayrıca davalının eksik ifa iddialarını da ispatlayamadığı gerekçeleri ile davanın kabulü ile; 50.212,69 Euro"nun dava tarihindeki karşılığı olan 144.818,41 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin, aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı ticari defterlerinde, davacı alacağı dava konusu 52.212,69 Euro faturaya dayalı olarak muhasebeleştirilmiş ve davacı alacağı davacı defterlerinde 108.925,25 TL olarak belirlenmiştir. Davacı defterlerindeki kayıtlar davacı aleyhine davalı lehine delil olacağından davanın 108.925,25 TL üzerinden kabulü gerekirken 50.212,69 Euro’nun dava tarihindeki TL karşılığı üzerinden yapılan talebin aynen kabulü doğru olmamış hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 06/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.