10. Hukuk Dairesi 2012/2612 E. , 2013/3068 K.
"İçtihat Metni"....
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalının yurt dışında geçen çalışmalarını borçlanarak, 01.07.1996 tarihli talebi üzerine, davalıya yaşlılık aylığı bağlandığı, yaşlılık aylığı bağlanmasına rağmen, ...... sigorta merciinin 20.11.2009 tarihli yazısı ile davalının 30.06.2009 tarihine kadar fiilen çalıştığının tespit edildiği gerekçesiyle, Kurumca, 23.11.1999-22.03.2010 tarihleri arasında yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirilerek, kendisinden tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda, 5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 96. maddesindeki, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” düzenlemesi üzerinde durma gereği de bulunmaktadır.
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir özel düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin iyi niyetle veya kötü niyetle gerçekleşmesine bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır.
./..
-2-
Kurumun istirdadını isteyeceği yersiz ödemenin kapsamını belirlemedeki irade serbestisi de, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gereğini doğurmaktadır.
İade borcunun kapsamı davalının aylığın bağlanmasında iyi niyetli olup olmadığına göre değişmektedir. Davalı, kötü niyetli ise iktisap ettiği aylıkları ister elinden çıkarsın isterse çıkarmasın faizi ile birlikte iade etmesi gerekir.
İncelenen dosyada; .... belgesinde davalının yurt dışı çalışma süresinin sonu, 30.06.2009 gözükmekte olup, davacı kurumun talebi, 23.11.1999-22.03.2010 tarihleri arası ödenen yersiz aylıklara ilişkindir.
Yukarıda anlatılan maddi ve hukuki olgular ışığında; .... belgesinde, davalının yurt dışı çalışma süresinin sonu 30.06.2009 gözüktüğünden, mahkemece, bu tarihten sonraki süre yönünden araştırma yapılmalı, kesin dönüş koşulu usulünce (bu anlamda özellikle yurtdışı sigorta merciine ait son tarihli tercümeli hizmet cetveli yeniden celbedilmeli v.s) araştırılarak, davalının kesin dönüş tarihi tam olarak belirlenmeli; davalının 30.06.2009 tarihinde kesin dönüş yaptığının anlaşılması halinde takip eden aybaşı olan 01.07.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazanabileceği dikkate alınarak, bu durumda anılan tarih sonrası ödenen aylıklar yersiz olmadığından istirdatının da mümkün olmadığı nazara alınmalı, davacı tarafça talep edilen işlemiş faizin hesabı, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle kontrol edilmeli, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi uyarınca davalının iyiniyeti veya kasıtlı, kusurlu davranışları istirdatı gereken aylık miktarını etkileyeceği gözönüne alınarak bu husus tartışılıp irdelenmeli, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....