22. Hukuk Dairesi 2013/28589 E. , 2014/37123 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Malatya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/06/2013
NUMARASI : 2011/1235-2013/631
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davacının iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ihbar ve kötüniyet tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin, hafta ve genel tatil ücretinin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili; davacının işyerinde amirine hakaret ve küfür ettiğinden sözleşemsinin haklı sebeple feshedildiğini alacak taleplerinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece kıdem, ihbar ve kötüniyet ile hafta tatili isteklerinin reddine, diğer taleplerin bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma ve genel tatil yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ve genel tatil ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, bazı bordrolarda fazla çalışma ve genel tatil ödemeleri adı altında bilgilerin bulunduğu ve davalı bu ücretlerin banka hesabına ödendiğini iddia ettiğine göre bu yöndeki itirazın yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca değerlendirilerek bordrodaki ödemelerin yapıldığının anlaşılması durumunda bu ayların dışlanarak fazla çalışma ve genel tatil ücretlerinin belirlenmesi gerekir.
3-Davacı 27.05.2013 tarihinde harcını yatırarak, bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre alacak miktarlarını artırdığına dair ıslah dilekçesini mahkeme sunmuştur. Mahkeme davacının bu ıslah talebinden de önce bir kısım taleplerini ayrıştırarak ve dava dilekçesindeki taleplerini yükselterek verdiği dilekçesini ıslah kabul edip yargılama sürecinde bir kere ıslah yapılabileceği kuralına göre bu dilekçedeki tutarlarla sınırlı karar olarak vermiştir. Oysa davacının bu dilekçe için ıslah harcı yatırmadığı, bu yönde mahkemece harcın yatması için bir süre de verilmemiş olmasına göre mahkemece alacakları yükselten bu dilekçe ıslah olarak değerlendirilmiş değildir. Bu sebeple davacının ıslah harcını da yatırdığı 27.05.2013 tarihli dilekçesine göre karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.