Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/7569
Karar No: 2021/4192
Karar Tarihi: 15.04.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/7569 Esas 2021/4192 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/7569 E.  ,  2021/4192 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 11. TÜKETİCİ MAHKEMESİ


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalıdan 04.05.2010 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile bir konut satın aldığını, sözleşmede konutun teslim tarihinin 30.09.2012 olarak belirlendiğini, satış bedeli olarak peşinatı ve 10.08.2010 tarihine kadar olan senetleri süresinde ödediğini, ancak 2011 yılı mart ayında inşaatı görmeye gittiğinde konutun zamanında teslim edilemeyeceğini anladığını, bu nedenle ödemeleri durdurduğunu, davalının taahhüt ettiği tarihte konutu teslim edemediğini, 2015 yılı ağustos ayında sözleşme konusu konutu almak için kredi kullandığı bankaya müracaat ettiğinde davalı şirketin bankaya 53.500,00 TL ödeme yaptığını öğrendiğini, bunun üzerine davalı şirkete başvurduğunda kendisine 2013 yılında ihtarname gönderilerek sözleşmenin feshedildiği ve sözleşme konusu konutun başka bir kişiye satıldığının söylendiğini, davalının fesih ihbarnamesinin kendisine tebliğ edilmediğini, davalının konutu süresinde teslim edemediğini, satış bedelinden ödediği bedelin tahsili amacıyla ... 9. İcra Müdürlüğü’nün 2015/26089 Esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının borca kısmen itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek, davalının kısmı itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hükme karşı, davacı ve davalı taraf istinaf talebinde bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi"nce, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Davacı eldeki dava ile davalıdan satış vaadi sözleşmesi ile bir konut satın aldığını, konutun satış bedelinin bir kısmını ödediğini, ancak davalının sözleşmede taahhüt edilen tarihte konutu teslim etmeyeceğini anlayınca ödemeleri durduğunu, davalının sözleşmeyi feshettiğine ilişkin ihtarnamesinin kendisine tebliğ edilmediğini, bu sebeple davalının kendisini temerrüde düşürdüğünün kabul edilemeyeceğini ileri sürerek, ödediği satış bedeli ile işlemiş faizi toplamı 265.650,87 TL"nin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı takibe vaki kısmı itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş; İlk Derece Mahkemesince sözleşme gereğince davacı tarafça ödenmesi gereken %3 cezai şart ile, kredi masrafı , kapama ücreti ve toplam 70.174,00 TL"nin tenzili ile bakiye kalan 189.637,90 TL"nin de davalı tarafça icra dosyasına ödendiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince de, hükme esas alınan bilirkişi raporunun sözleşme hükümlerine uygun olduğu ve mahkeme karar ve gerekçesinin yerinde olduğu gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
    Taraflar arasındaki 04.05.2010 tarihli satış vaadi sözleşmesinin 6/a. maddesinde, alıcının bu sözleşmeden doğmuş ve doğacak yükümlülüklerinden art arda ikisini veya satış bedelinin %10’undan fazla herhangi bir ya da birkaç borcunu vadesinde ödememesi halinde satıcının tüm borcu muaccel kılacağını alıcıya bildireceği ve bir hafta içerisinde ödenmeyen borcun ödenmesini ihbar edeceği, bu süre içerisinde borcun ödenmemesi halinde bakiye borcun muaccel hale geleceği, satıcının bu halde sözleşmeyi fesih ile konut tahsisinden vazgeçmek veya muaccel hale gelen borcu defaten istemekte muhtar olduğu belirtilmiş, sözleşmenin 6/c. maddesinde de sözleşmenin feshi halinde alıcıya konutun teslim edilmemiş olmaması şartı ile sözleşme konusu taşınmazın satış ve pazarlaması, reklam, ilan, afiş, broşür, katalog, maket, illüstrasyon, satış ve sair hizmetler ile ilgili olarak satış bedelinin %3’üne karşılık gelen bedelleri ve noter masraflarını alıcıdan talep edebileceği gibi alıcıya iade edilecek bedelden tenkis edebileceği düzenlenmiştir. Anılan sözleşme hükümlerine göre, davalının satış bedelinin ödenmemesi sebebiyle sözleşmeyi feshedebilmesi için öncelikle davacıya ihtar göndererek bir haftalık ödeme süresi tanıması zorunludur. Dosya kapsamından davalının 12.03.2013 tarihli ihtarname ile borcun ödenmesi için davacıya bir haftalık süre tanımadan doğrudan sözleşmeyi feshettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının, davacıyı sözleşmeye uygun olarak temerrüde düşürdüğünün kabulü mümkün olmadığı gibi, davacının sözleşme hükümlerine göre usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmemesi sebebiyle sözleşmenin 6/c. maddesinde düzenlendiği şekilde satış bedelinin %3’üne karşılık gelecek bedelin ödenen satış bedelinden tenkis edilmesi de mümkün değildir.
    O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, açıklanan bu hususlar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2- Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 15/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi