Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1187
Karar No: 2020/1671
Karar Tarihi: 08.06.2020

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/1187 Esas 2020/1671 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Orman Yönetimi tarafından yapılan kadastro sırasında, davalı adına tespit edilen 106 ada 162 parsel sayılı taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tescili davacı yönünden iptal edilerek, Hazine adına tesciline karar verildi. Davacı yönünden yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi kararı ile hüküm bozuldu. Yeniden yapılan yargılama sonucunda, taşınmazın orman vasfında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildi ve tapuya kayıt ve tescili Hazine adına yapıldı. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulduğu için, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün onanmasına karar verildi. 3402 sayılı Kadastrolaşmanın Gerçekleştirilmesi Hakkında Kanun'un 30/2. maddesi, 5304 sayılı Kanun'un Orman Kanunu'na İlişkin 4. maddesi bu kararda detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2020/1187 E.  ,  2020/1671 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... köyü 106 ada 162 parsel sayılı 1265,96 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile ... adına tespit edilmiştir.
    Davacı ... Yönetimi, ... ilçesi, ... köyünde bulunan dava konusu 106 ada 162 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına tespit edildiğini, itiraza konu yer için kısmî ilân süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açtıklarını bu davanın derdest olduğunu, dava konusu 106 ada 162 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek davalı adına yapılan tespitin iptalini ve dava konusu taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece davacının davasının reddine, dava konusu taşınmazın ... mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/05/2015 tarihli 2015/5676 E., 2015/4874 K., sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de; yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; davacı ... Yönetimi dava dilekçesinde, 12.12.2005 tarihinde (kısmî ilân süresi içinde) kadastro mahkemesinde dava açtıklarını ve bu davanın derdest olduğunu da belirtmek sureti ile 106 ada 162 sayılı parsele karşı ayrıca genel ilân süresi içerisinde temyize konu bu davayı açmıştır.
    Dairece temyiz incelemesi sırasında dosya iade edilerek dava konusu taşınmazın kısmî ilân süresi içerisinde dava edilen taşınmazlardan olup olmadığı, aynı taşınmaz için başka dava bulunup bulunmadığı belirlenmek istenmişse de; Orman Yönetimi tarafından hem kısmî ilân süresi içerisinde hem de genel ilân süresi içerisinde aynı taşınmazlar için birden çok dava açıp, mahkemelerce de davaların çok kez birleştirilmesine ve tefrikine karar verildiğinden bu husus açıklığa kavuşmamıştır.
    Dava konusu taşınmaz 106 ada 2 nolu orman parseline sınır olup, dava konusu taşınmazın çevresindeki taşınmazlar için kısmî ilân süresi içinde dava açılmış, 106 ada 103 sayılı parselin kişiler adına tesciline, 106 ada 163 sayılı parselin orman vasfı ile tesciline karar verilmiş, bir kısım parseller ise halen davalıdır. Mahkemece karar verilirken komşu taşınmazlara ait dava dosyaları dosya arasına alınmamış, eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.
    Açıklanan sebeplerle mahkemece dava konusu 106 ada 162 sayılı parsel için kısmî ilân süresi içinde dava açılıp açılmadığı, hem Orman Yönetiminden sorulmak hem de mahkeme kaleminden araştırılmak sureti ile belirlenmeli, dava konusu taşınmaz için kısmî ilân süresi içinde dava açıldığı belirlendiği takdirde, kadastro sırasında taşınmaz için yapılan malik tespiti hüküm ifade etmeyeceğinden mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahibi re"sen belirlenerek, davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebileceğinden Hazine ve köy tüzel kişiliği davaya dahil edilmeli, deliller toplanarak sonuca göre karar verilmelidir.
    Yapılan araştırma sonucu dava konusu taşınmazın kısmî ilân süresi içinde dava edilmediği anlaşıldığı takdirde ise; çekişmeli taşınmazın eylemli durumuna ilişkin olarak orman ve ziraat bilirkişi raporlarında, taşınmaz üzerinde 10 ve 12 yaşlı dağınık halde meşe, kuşburnu, alıç, tek yıllık otsu bitkiler bulunduğu, taşınmazın 15-20 yılı aşkın süredir ekilip biçilmediği açıklandığına ve keşifte dinlenen mahallî bilirkişilerin, taşınmazın yaklaşık 15 yıldır kullanılmadığını bildirdiklerine göre taşınmazın eylemli durumu itibari ile orman sayılan yerlerden olup olmadığının ve komşu taşınmazlar ile dava konusu taşınmazın karşılaştırmalı olarak eylemli durumunun belirlenmesi için fen, orman ve ziraat bilirkişi eşliğinde yeniden keşif yapılmalı, komşu taşınmazlara ait dava dosyaları da değerlendirilerek taşınmazın belirlenecek niteliğine ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde; dava konusu taşınmazın hak sahiplerinin köy dışına göç etmeleri ve taşınmaz üzerinde tarım arazisi olarak tasarruf etmeyi bırakmış oldukları gözönüne alındığında, en az 15-20 yıldır taşınmazda ekonomik amaca uygun zilyetlikleri bulunmadığından ve olayda zorunlu hallerdeki zilyetlik terki (savaş, yoğun terör olayları, ciddi tehdit, kan davası vb.) bulunmaması ve zilyetliğin kiracı, ortakçı, ödünç verdiği kişi aracılığıyla veya zilyedin izni ile başkası tarafından bedelsiz kullanım şeklinde de olsa devam ettirilmemiş olmasından dolayı, bu durumun zilyetliğin iradi terki olarak kabul edilebileceği, her ne kadar davalı tarafça dava konusu taşınmazın murislerinden kalan tarım arazisi niteliğinde olduğunu iddia etmiş ise de gerek mahalli ve tutanak bilirkişilerinin beyanları, gerekse bilirkişi raporları dikkate alındığında bu beyanlara itibar edilemeyeceği, ayrıca ziraat ve orman bilirkişi raporlarına göre taşınmazın orman vasfında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davaya konu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, "köy önü" mevkiinde bulunan 106 ada 162 parsel sayılı taşınmazın "ham toprak" vasfı ile Hazine adına tespiti ile, tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, orman ve arazi kadastrosuna itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve dava tarihi itibariyle kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
    08/06/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi