Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/23834
Karar No: 2013/3098

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/23834 Esas 2013/3098 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2012/23834 E.  ,  2013/3098 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
    Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmü, taraflar avukatlarının temyiz etmeleri üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum avukatının tüm, davacı avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    Mahkemece, 01.06.2001 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gereken davacının, bu tarihten sonra 506 sayılı Kanun kapsamında tüm sigorta kollarına tabi sigortalı olduğu dönemde yaşlılık aylığı almasının mümkün olmadığının tespitiyle yazılı şekilde karar verilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 07.02.1999 günlü, 1999/10-60 Esas ve 1999/105 Karar sayılı ilamında benimsendiği üzere; uyuşmazlık, yaşlılık aylığı almakta olan bir sigortalının, tüm sigorta kollarından prim ödemek koşuluyla yeniden çalışması durumunda (5510 sayılı Yasanın geçici 1. maddesine göre davanın yasal dayanağı olan) 506 sayılı Yasanın 63. maddesi uyarınca yapılacak işlem konusuna ilişkindir. Sorunun çözümü yönünde, öncelikle, 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı alan sigortalıların yeniden çalışmaları durumunda uygulanacak 63. maddenin kapsam ve geçirdiği evrelerin belirlenmesinde yarar olacaktır. Gerçekten, 506 sayılı Yasa sistemi, 29.04.1986 günlü 3279 sayılı Yasa ile değiştirilen 63. maddenin getirdiği düzenlemeden önce, Kurumdan yaşlılık aylığına hak kazanan ve aylık almakta olanların, aylıkları kesilmeden çalışmalarına imkan tanımamaktaydı. Kısaca, Kurumdan yaşlılık aylığı alanlar ya aylıklarını veya çalışmayı tercih edecekler, iki durumu bir arada sürdüremeyeceklerdi. Ne var ki bu durum, T.C. Emekli Sandığı iştirakçileri ve Bağ-Kur sigortalıları açısından, 506 sayılı Yasa kapsamında bulunanlar aleyhine haksız bir uygulama ortaya çıkarmış, aynı durumda bulunan T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi ile Bağ-Kur sigortalısı, hem yaşlılık aylıklarını alıp, hem de bu aylıklar kesilmeden çalışma imkanına sahipken, 506 sayılı Yasa kapsamında olanlar bu imkandan yoksun kılınmışlardı. İşte yasa koyucu, bu eşitsizliği gidermek amacıyla, yukarıda sözü edilen yasa değişikliğini kabul etmiş ve 63. maddeyi yeniden duzenleyerek, 506 sayılı Yasaya göre yaşlılık aylığı alanlara da, aylıkları kesilmeden çalışma imkanı sağlamıştır (TBMM 1/. Donem Çalısmaları S. Sayısı 432. 5 17).
    Yeni düzenlemeye göre; yaşlılık aylığı alanların yeniden çalışmaya başlamak istemeleri durumunda, kendilerine alternatifli bir sistem getirilmiştir. Yaşlılık aylığı alan; bu sistemlerden birini tercih ederek çalışmasını sürdürebilecektir. Sözü edilen 63. maddenin (A) bendinde gösterilen birinci sistemde, yeniden çalışmaya başlayan sigortalı yaşlılık aylığını kestirecek ve normal sigortalı gibi çalışmasını sürdürecektir. Bu durumda kendisinden 78. maddede belirtilen kazançlar toplamından 73. maddeye göre prim kesilecek ve sonuçta sigortalı, çalışmasını sona erdirdiğinde, kesilen prim ve çalışma süresi gözönünde tutularak kendisine son durumuna göre yaşlılık aylığı bağlanabilecektir. Böylece sigortalı, kendisine önceden bağlanan yaşlılık aylığının gösterge ve oranını arttırma imkanına sahip kılınmış, önceden mümkün olmayan bir hakka kavuşmuştur. Sözü edilen maddenin (B) bendinde belirlenen ikinci durumda ise, yaşlılık aylığı almakta olan kişi, yeniden çalışmaya başladığında; aylığını almaya devam edecek, Sosyal Güvenlik Destek primi adı altında, ¼ ü sigortalı, ¾ ü işveren hissesi olmak üzere % 30 oranında bir katkı payı ödeyecektir. Görüldüğü üzere, yaşlılık aylığı alan kişiye, Yasa, bir tercih hakkı getirmiştir. Hangi sistemi, tercih edeceğini aylık sahibi kendisi belirleyecek ve durumunu ortaya koyacaktır. Kişi, açıkça iradesini ortaya koymadan, aylığı kesilmeyecektir. Esasen, yasal koşulların gerçekleşmesi sonucu yaşlılık sigortası kolundan aylığa hak kazanan kişinin aylığını keserek ortada bırakmak hem sosyal güvenlik ilkesine hem de onun alt yapısını oluşturan sosyal sigorta sistemine aykırı olur ve bu kişiye sağlanan yasal imkanını da işlemez hale getirir.
    Dava konusu olayda davacı yaşlılık aylığının kesilmesi yönünde kuruma yazılı başvuruda bulunmamıştır. Yaşlılık aylığı almaya devam ettiği bir dönemde sigortalı bir işte çalışmış ve bu çalışması karşılığı prim tahakkuk ettirilmiştir. Davacı % 30 oranında sosyal güvenlik destek primi ödeyeceği yerde bu miktarın üzerinde 73. maddeye göre prim ödemiştir. Yine olayda kaçak işçi çalıştırmak ve prim kaybına yol açmak gibi bir durumda söz konusu değilken sırf yazılı başvuru bulunmadığı gerekçesi ile davacının yaşlılık aylığının kesilmesi ve uzun sayılabilecek bir süre aylıktan yoksun bırakılması yasaya ve adalete uygun düşmez. Kurumun böyle bir durumda yapacağı işlem, sigortalılarına Anayasal Sosyal Güvenlik haklarını hatırlatma ve onları bilgilendirme görevini ifa ederek, sigortalının 63. madde yönünden tercihini belirlemesi için uyarmak veya ödenen primlerden % 30 oranında Sosyal Güvenlik Destek Primi karşılığını bloke ederek, fazlasını iade etmek olmalıdır. Bunun aksine bir uygulama hem Anayasal Sosyal Güvenlik ilkesinin özüne hem de anılan 63. maddenin getiriliş amacına ters düşer. 0 nedenle Kurumun, 01.06.2001 tarihinden sonra 506 sayılı Kanun kapsamında tüm sigorta kollarına tabi sigortalı olduğu dönemde/dönemlerde yaşlılık aylıklarını kesmesi ve ödenen aylıkları geri isteme kararı almasının yasaya aykırı olduğu gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 25.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi