3. Hukuk Dairesi 2017/4448 E. , 2019/1090 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyizi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... İstasyonu kurulumu ve kullanımı için davalıya 12/11/2009 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile yer kiraladığını, kira sözleşmesinin sona ermesinden önce ihtarname ile fesih iradesini davalıya bildirdiğini, sonrasında davalının isteği ile sözleşmenin yenilendiğini, 3 yıl için, yıllık 13.000,00 TL. + KDV olmak üzere belirlenen bedel üzerinden fatura düzenlediğini, faturanın davalı tarafa gönderildiğini, faturanın ödenmemesi üzerine davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalının takip durduktan sonra 20.01.2015 tarihinde haricen 30.878,13 TL ödeme yaptığını ileri sürerek, bakiye 15.141,87 TL."lik alacağa olan itirazın iptali ile, takibin devamını, davalı aleyhine %20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, takipten sonra ödenen 30.878,13 TL üzerinden hesaplanacak icra vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir.
Davalı; kira sözleşmesinin 3. maddesi gereğince fesih ihbarının süresinde olmaması nedeniyle sözleşmenin 12.11.2014 tarihinde aynı şart ve bedel ile 5 yıl süre ile uzadığını, sözleşmenin 7.000,00 TL +KDV"nin yıllık olarak Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) oranında arttınlarak üç yıllık peşin, olarak 12.11.2014- 12.11.2019 tarihleri arasını İçerir şekilde yenilendiğini, davacının sözleşme şartlarına aykırı şekilde düzenlediği dava konusu faturayı iade ettiğini, sözleşme ile belirlenen miktarda ödeme yaptığını savunarak, davanın reddi ile %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davacının fesih bildiriminin kira sözleşmesinin 3. maddesindeki şartları taşımadığı bu nedenle sözleşmenin yenilendiği, kira artışının ne şekilde olacağının sözleşmenin 5. maddesinde taraflarca kararlaştırıldığı, peşin ödenmesi gereken 3 yıllık kira bedelinin 36.246,56 TL olduğu, davalının bu bedelin 30.878,13 TL sini 20/01/2015 tarihinde ödediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline, 5.368,43TL ana para 278,33TL işlemiş faiz olmak üzere takibin devamına, kabul edilen miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın tüm, davalı tarafın ise, aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalının icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ;
İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Somut uyuşmazlığın çözümünde; öncelikle davacının fesih ihbarının ve kira alacağı ve KDV toplamına dair davalıya gönderdiği faturanın davalı taraf bakımından hukuki etkisinin ne olacağının belirlenmesi dolayısıyla, takibe konu fatura nedeniyle davalının sorumlu olup olmadığının tespiti yargılamayı gerektirmektedir.
Bu itibarla; alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile, temyiz olunan hükmün 2. fıkrasında yer alan "Kabul edilen miktar üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine," ifadelerinin hükümden tamamen çıkarılması, bunun yerine hükmün 2. fıkrasına "Yasal şartlar oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.