3. Hukuk Dairesi 2017/4444 E. , 2019/1093 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyizi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile dava konusu mecur için 30/09/2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesi akdedildiğini, 2015 yılı Şubat ayı kira bedelini ödemeyerek temerrüde düşen davalı aleyhine ilamsız icra yoluyla takip başlattığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, sözleşmenin 1. 10 maddesi gereğince kira bedeli ve KDV ödemelerinde gecikme olması halinde ödenmeyen tutarların euro cinsinden aylık %5 oranında temerrüt faizi ile tahsil edileceğinin kararlaştırıldığını ileri sürerek, itirazın iptali ile hükmedilecek tutarın %20"si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davacı ile arasında 10 yıldan beri kiracılık ilişkisinin devam ettiğini, cari hesaba dayalı ödeme yaptığını, kira bedeli dışında kalan enerji, ortak alan, sigorta primleri gibi yan ödemelerin de davacı şirketin hesabına açıklama kısmına belirtilmek suretiyle yazıldığını, yapılan ödemelerin davacı şirketçe hangi borç için mahsup edildiğini bilmediğini, kira için ödenen bedellerin fer"ilere ya da fer"ilere yapılan ödemelerin kira borcuna sayılarak temerrüde düşülmesi ve borçta vade farkı oluşmasına neden olunduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; tarafların tacir oldukları, TTK 8 ve 9 kapsamında akdi faiz yönünden faizle ilgili TBK"nun 120. ve 88. maddelerinin uygulanması gerektiği, bilirkişi raporu doğrultusunda; ticari defter ve belgelere göre; 2015 yılı Şubat ayı kira alacağına ait fatura bedelinin davalı tarafça ödenmediği gerekçesiyle, davanın ve yasal şartları oluştuğundan icra inkar tazminatı isteminin kabulü ile, davalı borçlunun dava konusu icra takibine itirazının iptali ile; 23.659 Euro Şubat 2015 kira alacağı, 39.43 Euro temerrüt faizi ( bir günlük) olmak üzere toplam 23.698,43 Euro (fiili ödeme günündeki TL karşılığı üzerinden hesaplanacak bedel) üzerinden takip tarihinden itibaren ve karar tarihinde yürürlükte bulunan TBK 88 mad. ve120....kapsamında sözleşmede öngörülen faiz oranına getirilen sınırlayıcı yasa hükümleri bakımından ; TBK"nun yürürlük ve uygulama şekli hakkındaki yasa 1 ve7. ...kapsamında değerlendirme yapılmak sureti ile ,yasal faiz oranları uygulanmak sureti ile takibin devamına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; tacirler arasındaki kira alacağı ve işlemiş faiz alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Davacı; uyuşmazlığın çözmünde sözleşme serbestisi ilkesi nazara alınarak, temerrüt hükümlerine dair genel hükümlerin değil, kira sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirterek, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına ilişkin mahkeme kararına yönelik olarak temyiz isteminde bulunmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesinin “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, ticari işlere ilişkin düzenlemelerin bulunduğu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 8/1. maddesinde; ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği, 9/1. maddesinde; ticari işlerde kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup bu maddede gönderme yapılan ilgili mevzuat 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanundur. 3095 sayılı Kanunun 1/1. maddesinde, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’na göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse faiz oranının yıllık % 12 olacağı düzenlenmiştir. Fakat Bakanlar Kurulu, Kanun’un 1/2 maddesinden aldığı yetkiye dayanarak 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ticari işlerde kanuni faiz oranını % 9’a indirmiştir. Görüldüğü üzere Türk Ticaret Kanunu ve 3095 sayılı Kanun"da ticari işlerde akdi faizi sınırlayacak bir hüküm bulunmamaktadır.
Taraflar arasında, 30/09/2004 tarihli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin " Ödeme zamanı " başlıklı 1.10. maddesinde, "Kiracının kira bedelini ve KDV’ni ödemede gecikmesi halinde; kiracı, ödemede geciktiği günler için, günlük kıstelyevm hesabıyla ödemediği tutarların EURO cinsinden aylık %5"i oranında temerrüt faizi ödemeyi kabul ve taahhüt eder." düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıda açıklanan yasal hükümler uyarınca; 6102 sayılı TTK"nın 9. maddesinde, ticari işlerde kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan yasa hükmünde sözü edilen ilgili mevzuatın 3095 sayılı yasa hükümleri olduğunun, akdi faiz oranı yönünden bir sınırlama getirmediğinin ve 6102 sayılı TTK"nın 8. maddesinin ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olup, ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerektiğinin, başka bir anlatımla 6098 sayılı TBK"nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağının kabulü gerekir. Nitekim Hukuk Genel Kurulu"nun 15.05.2015 tarih ve E.2013/2249 – K.2015/1362 sayılı kararı ile de, tarafların tacir olduğu ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davalı taraf tacir olup, dava konusu taşınmaz da davalının ticari faaliyetinde kullanılmak üzere kiralanmıştır. Başlatılan icra takibinde ödenmeyen kira alacağının aylık %5 faiz oranı üzerinden günlük temmerrüt faizi ile birlikte toplamı 23.698 ,43 euro"nun takip tarihinden itibaren yine aylık %5 faizi ile birlikte tahsili istenmiştir. İcra takibine itiraz üzerine açılan davada, mahkemece yapılan yargılama sonucunda, icra takibine konu kira alacağı ve aylık %5 üzerinden günlük temerrüt faizi hesaplanarak belirlenen işlemiş faiz toplamına takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
Bu itibarla; mahkemece davalı- kiracının tacir olduğu, taşınmazın davalının ticari faaliyetinde kullanmak üzere kiralandığı, bu haliyle sözleşme ile faiz oranının taraflarca serbestçe kararlaştırılabileceği nazara alınarak, faizin hesabında TBK"nun 88. ve 120. maddesindeki sınırlamalarının etkili olmayacağı gözetilerek, taraflar arasında sözleşme ile kararlaştırılan faiz oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise ; yalnızca asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 121/son maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu m.104/son) hükmüne aykırı olarak faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde asıl alacak ile temerrüt faizi toplamına faiz yürütülerek temerrüt faizine ikinci kez faiz işletilmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.