3. Hukuk Dairesi 2020/8611 E. , 2021/4193 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki maddi ve manevi tazminat davasına dair İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08/09/2015 tarihli ve 2012/536E.-2015/267K. sayılı hükmün onanması hakkında Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 06/05/2019 tarihli ve 2016/7462E.-2019/5758K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; eczacı olduğunu, davalı ile akdedilen sözleşme kapsamında Pınar eczanesini işlettiğini, davalının 04.10.2005 tarihli yazısı ile sözleşmeyi 3 yıl süreyle feshederek 774.616,12TL"nin ödenmesini talep ettiğini, davalı kurumun şikayeti üzerine hakkında dolandırıcılık ve özel evrakta sahtekarlık suçundan soruşturma başlatıldığını, yapılan ceza yargılamasında hakkında beraat kararı verildiğini, fesih ve cezai işlemin iptali talebiyle açtığı davaların kabul ile sonuçlandığını, Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi üzerine eczanesini devretme zorunda kaldığını, mesleğini uzun bir süre icra edemediğini, borçlu olduğu ecza depolarına borcunu ödeyemediğini, bu nedenle aleyhine icra takibi başlatılarak haciz işlemlerinin uygulandığını, uğradığı ekonomik yıkımla birlikte aile düzenin bozulmasıyla ağır psikolojik rahatsızlar yaşadığını ileri sürerek, fazlaya ait talep hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00TL manevi tazminatın sözleşmenin fesih tarihi olan 04.10.2005 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile maddi tazminata ilişkin talebini 272.652 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının maddi tazminat davasının ıslah talebi de gözetilerek kabulü ile, 272.652,84TL"nin 26.01.2007 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; davalının temyizi üzerine hükmün onanmasına karar verilmiş, davalı taraf karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davacı eldeki dava ile ile, davalı ile sözleşmesinin haksız yere feshedildiğini ileri sürerek, yasaklı bulunduğu dönemde uğramış olduğu maddi ve manevi zararının tahsilini talep etmiş, Mahkemece davacı hakkında yapılan ceza yargılamasında beraat kararı verildiği, davacının davalı kurum aleyhine cezai işlemin iptali talebiyle açılan davanın kabul ile sonuçlanarak kesinleştiği, bu sebeple davalı kurum tarafından uygulanan fesih işleminin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamında, davacı ile davalı kurum arasında sözleşme düzenlendiği, sözleşme gereğince davacı eczacının davalı kuruma bağlı hastalara ait reçetelerdeki ilaçları temin ederek bedelini davalıdan tahsil ettiği, davalı tarafından 2005 yılı Tip Sözleşmesinin ""sözleşmenin feshi"" başlıklı 5. maddesinin 5. k fıkrası uyarınca, davacının eczanesinde 372 adet sahte ilaç küpürü bulunması nedeniyle kurumun zararına sebebiyet verildiği gerekçesi ile 7 yıl süre ile feshedildiği, 04.10.2005 tarihinden itibaren fesih işleminin uygulanmasına karar verildiği, davacı hakkında yapılan ceza yargılamasında Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/350 Esas, 2008/162 Karar sayılı ilamı ile beraat kararı verildiği ve kararın 11.11.2009 tarihinde kesinleştiği ve sözleşmenin fesih işleminin iptaline ilişkin davanın da kabul edilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.. Somut olayda, her ne kadar davacı hakkında açılan ceza davası beraatle sonuçlanmış ise de davacının sahte olduğunu bilmemesine rağmen sahte ilaç küpürlerini davalı kuruma fatura ettiği sabittir. Davalı kurum aralarındaki sözleşmeye dayanarak sahte ilaç küpürlerinin fatura edilmesi nedeniyle sözleşmeyi feshetmiştir. Bu durumda davalı kurumun sözleşmeyi feshetmesinde, tazminat ödemesini gerektiren kusurlu bir davranışı bulunmamakla birlikte fesih hakkının kötüye kullanıldığından da söz edilemez. Diğer yandan davacının sözleşmenin ilgili hükümlerini kabul ederek sözleşmeyi imzaladığı dikkate alındığında tazminat talep etmesi de mümkün değildir. O halde açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Hükmün bu nedenle bozulması gerekirken zuhulen onandığı anlaşılmakla davalının karar düzeltme talebinin kabulü ile Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 06.05.2019 tarih ve 2016/7462 Esas, 2019/5758 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin Karar Düzeltme talebinin kabulü ile, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 06.05.2019 tarih ve 2016/7462 Esas, 2019/5758 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına ve mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, 15/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.