Esas No: 2022/6474
Karar No: 2022/7738
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6474 Esas 2022/7738 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6474 E. , 2022/7738 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 27. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 23. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 01.10.2007 - 15.04.2008 ve 01.02.2012 - 30.09.2013 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, müvekkilinin son net ücretinin 2.000,00 USD olduğunu, yeme-içme ve barınma ihtiyaçlarının işverence karşılandığını, müvekkilinin haftanın yedi günü 07.30-18.30 saatleri arasında çalıştığını, fazla çalışmalarının ödenmediğini, hafta tatili, bayram izinleri ve yıllık izinlerin kullandırılmadığını, diğer işçiler gibi iş bitimi gerekçesiyle işten çıkarıldığını, davalı işverence ücret bordrolarının tamamının yeniden işe çağrılacakları gerekçesiyle toplu olarak imzalatıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının yurtdışındaki farklı projelerde çalıştığını, taraflar arasında yabancı hukukun uygulanması gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, iş sözleşmesinin belirli süreli olduğunu ve bu tip çalışmaların kıdem ve ihbar tazminatını hak kazandıracak çalışmalar olmadığını, brüt ücret hesaplamalarında yurtdışında çalışmış işçi olduğunun dikkate alınması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...Davalı taraf cevap dilekçesinde iş akdinin iş bitimi nedeniyle sona erdiğini savunmuştur. İş akdinin sebebi iş bitimi olması, 4857 Sayılı Kanunda iş bitimi haklı fesih sebepleri arasında sayılmadığı ve iş akdinin feshinin haklı sebebe dayanmadığı anlaşılmakla davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazandığı kanaatine varılmıştır. Davalı taraf kıdem ve ihbar tazminatı alacağı yönünden zamanaşımına uğradığını iddia etmiş ise de kıdem ve ihbar tazminatı zamanaşımı süresi 10 yıl olup, söz konusu alacaklar zamanaşımına uğramamıştır. Davacı vekili tarafından davacının haftalık yasal çalışma sürelerini aşan çalışmalarının bulunduğu ayrıca ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığının iddia edildiği, bu bağlamda dinlenen tanıkların kendi çalışma süreleri ile sınırlı olmak kaydıyla beyanlarına göre davacını haftalık yasal süreleri aşan çalışmalarının bulunduğu, dini bayram, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı anlaşıldığından fazla mesai ücret alacağı ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Fazla mesai alacağı talebi yönünden tanık deliline dayanılmış olması nedeniyle bilirkişi... tarafından hazırlanan bilirkişi raporundaki hesaplamalar üzerinden %30 hakkaniyet indirimi yapılmıştır. Ulusal bayram ve genel tatil alacağı talebi yönünden miktar itibariyle herhangi bir hakkaniyet indirimi yapılmamıştır. Davacı vekili tarafından hafta tatili ücret alacağı talebinde bulunulduğu, bu bağlamda dinlenen tanık beyanlarına göre davacının 2 haftada 1 gün hafta tatili kullandığı anlaşıldığından hafta tatili ücret alacağına hak kazandığı kanaatine varılmıştır. Bu alacak kalemi yönünden yönünden miktar itibariyle herhangi bir hakkaniyet indirimi yapılmamıştır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Davalı tarafça sunulan ücret bordroları değerlendirildiğinde davacıya değişik aylarda yıllık izin ücreti tahakkuk ettirildiği anlaşıldığından yapılan ödemelerin mahsubu ile davacının kıdemine göre bakiye yıllık izin alacağının bulunduğu kanaatine varılmıştır." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki ilişkide yabancılık unsurunun mevcut olduğunu ve uyuşmazlığa çalışılan yer hukukunun uygulanması gerektiğini, davacıya ihbar öneli kullandırıldığını ancak İlk Derece Mahkemesince bu hususun değerlendirilmediğini, davacıya ödenen yıllık izin ücretlerinin mahsup edilmemesinin hatalı olduğunu, davacının ilk çalıştığı projeden istifa ederek işten ayrıldığını ve istinaf dilekçesinde belirttiği diğer hususları ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...İlk Derece Mahkemesi kararının Dairemizce de benimsenmiş maddi deliller ve hukuksal gerekçelere dayandığı anlaşılmakla tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının ileri sürdüğü itirazlar yerinde bulunmamış ve istinaf başvurusunun aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uygulanacak hukuk, yurt dışı çalışmasında brüt ücretin tespiti, ihbar öneli kullandırılıp kullandırılmadığı, yıllık izin ücretinin hesabı, ödemelerin mahsup edilip edilmediği ve davacının dava konusu işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.
2.6100 sayılı Kanun'un 94 ncü maddesinde;
"Kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez." düzenlemesi yer almaktadır.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Bir üst bölümde yapılan açıklamalar ile dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesince davalı vekiline 04.10.2018 ve 29.01.2019 tarihli celselerde özlük dosyasını sunmak üzere süre verildiği, 18.06.2019 tarihli celsede ise özlük dosyasını sunmak üzere son kez bir aylık kesin süre verildiği ve kesin süre içerisinde sunulmadığı takdirde bu belgeyi sunmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, davalı tarafından kendisine verilen kesin süreden sonra 16.09.2019 tarihinde özlük dosyasının ve bu kapsamda yurt dışı iş sözleşmesi, ücret bordroları ile iş sözleşmesinin feshine ilişkin bir kısım belgelerin sunulduğu, söz konusu belgelerin ihtaratlı kesin süreden sonra ibraz edilmesi nedeniyle değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının Değerlendirme bölümünün (2) inci paragrafında belirtilen gerekçe ile 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
14.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.