Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5148
Karar No: 2019/1126
Karar Tarihi: 14.02.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5148 Esas 2019/1126 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı, müteveffa davacının kiraladığı işyerinde kira bedelini ödememesi nedeniyle başlatılan icra takibine itiraz etmiş ve davanın reddedilmesi talep edilmiştir. Davalının 11/12/2014 tarihinde vefat etmesinin ardından mirasçıları da dava sürecine dahil edilmiştir. Bazı dahili davalılar mirası reddettiklerini belirtmiş, diğer dahili davalılar ise terekenin borca batık olduğunu öne sürerek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, terekenin ödeme gücü bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiş, ancak yerinde bir inceleme yapılmadığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Mahkeme kararında Türk Medeni Kanunu’nun 605. ve 610. maddeleri tartışılmıştır. 605. madde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebileceklerini belirtirken, 610. madde ise mirasın ödemeden aczi nedeniyle reddedilmiş sayılacağını düzenlemektedir. Somut olayda yapılan araştırmanın yeterli olmadığı ve terekenin borca batık olup olmadığının tespiti için kapsamlı ve objektif bir şekilde araştırma yapılması gerektiği belirtilerek hükmün bozulması kararlaştırılmıştır.
3. Hukuk Dairesi         2017/5148 E.  ,  2019/1126 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili; müteveffa davalının işyeri nitelikli standı 20/07/2011 tarihi itibariyle kiraladığını, kira bedelini zamanında ödememesi nedeniyle başlatılan icra takbine itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline ve %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına; davalı-borçlunun temerrüt nedeni ile mecurdan tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalının 11/12/2014 tarihinde vefat etmesinin ardından mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
    Dahili Davalılar ... ve ...; davalı babalarının mirasını reddettiklerini, mahkeme kararıyla tespit ve tescil edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Dahili Davalı ...; davalı murisin hiçbir mal varlığının bulunmadığını, terekesinin borca batık olduğunu, eşinin vefatının ardından kendi borçlarını ödeyemez hale geldiğini, terekenin zaten borca batık olduğunu, bu nedenle borca batık tereke için sorumlu tutulamayacağından davanın reddin istemiştir.
    Mahkemece; bir kısım davalıların mirası reddettiği, terekenin borca batık olup olmadığının tespiti için yapılan araştırmalarda malvarlığı bulunmadığı, böylelikle terekenin ödeme gücü olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde terekenin borca batık olup olmadığı yönünde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 605.maddesi “B.Ret; I.Ret beyanı; 1.Ret hakkı” başlığı ile düzenlenmiştir.
    Birinci fıkrası “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.” hükmünü içermektedir. Kayıtsız, şartsız red (hakiki red) olup, bu davada uygulama dışındadır.
    İkinci fıkrası “Ölümü halinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmünü amirdir. Bu hüküm bir karinedir. Konumuzu veya dan önceki cümle ilgilendirmektedir. Türk Kanunu Medenisinin 545.maddesinin sadeleştirilmiş şekli aynen kaleme alınmıştır.
    Bir çok yargı kararlarında ve ilmi görüşlerde bu red, hükmi red olarak isimlendirilmektedir. Türk Medeni Kanunu, “hakiki redde” süre ile kayıtlı ve mirasçıların tek taraflı irade açıklamasını öngördüğü halde, söz konusu “hükmi reddin” sonuç doğurması için herhangi bir irade açıklaması, ya da dava yolu öngörmemiştir. Öyle ki; reddin kendiliğinden oluştuğu kabul edilip, mirasın açılması ile kendiliğinden mirasçılara intikal edeceği (TMK.m.599) yönündeki kurala bir istisna getirilmiştir. Eğer mirasçı olabilecek kişi sarih irade beyanıyla, ya da Türk Medeni Kanunu’nun 610.maddesinin ikinci cümlesinde açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş ise, zaten yapılabilecek bir işlem kalmamıştır.
    Mirası hükmen red etmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu def’i yolu ile de ileri sürebilir.
    Dosyada, mirasçı ... def’i yolunu tercih etmiştir. Açılan bu davada mirasbırakanın ödemeden aczinin açıkça belli olduğunu dile getirmiştir. İşte bu halde mirasın reddedilmiş olduğunun kabulü gerekir."" (HGK.nun 16.04.2008 tarih 2008/332-436 E.K.sayılı kararı)
    Somut olayda; mahkemece, her ne kadar terekenin borca batık olup olmadığının tespiti için ... İcra Müdürlüğü"ne, ... Tapu Müdürlüğüne ve ... Bankası"na müzekkere ile sorulmuş ise de, yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. O halde mahkemece; davalının ölüm tarihinde terekenin borca batık olup olmadığı, ödemeden aczi ve malvarlığına ilişkin olarak, davalının ikamet ettiği ve nüfusa kayıtlı olduğu yerlerden de kapsamlı ve objektif bir şekilde (tapu sicil müdürlüklerinden, vergi dairelerinden, bankalardan, SGK (bağkur, SSK, emekli sandığı maaşlarının bulunup bulunmadığı), zabıta araştırması vs. yerlerden) araştırma yapılarak, hasıl olacak sonuç dairesinde, bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, eksik inceleme ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi