Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3730
Karar No: 2013/3323

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/3730 Esas 2013/3323 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2013/3730 E.  ,  2013/3323 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


    Davacı, ... adına Kurum kayıtlarında yer alan hizmet sürelerinin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı tarafından ibraz edilen 24.12.2012 günlü dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmesi üzerine; Mahkemece, feragat nedeniyle, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır
    Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesidir. 506 sayılı Kanun’un 6’ncı maddesi gereği sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez. Kanunun öngördüğü belli bir Sosyal Güvenlik Kuruluşu sigortalısı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilmez ve kaçınılmaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü yaratır. Kişi ve Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, Yasa gereği kendiliğinden meydana gelen statüyü belirlemekten ibarettir.
    Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından feragat mümkün olmadığından, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilemez. Hal böyle olunca, davacı tespit davasından feragat edemeyeceğine göre, davasını geri alabilir. Başka bir anlatımla ileride tekrar dava açabilme hakkını saklı tutarak davanın takibinden vazgeçebilir veya Kanunun 409"uncu maddesi hükmü gereğince davayı takip etmeyerek yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve giderek davanın açılmamış sayılması sonucunu elde edebilir.
    Bu nedenle; inceleme konusu davada mahkemece, davadan vazgeçilemeyeceği davacı vekiline bildirilmeli, feragat beyanının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 185 veya 409’uncu maddelerinde düzenlenen haklardan birinin kullanımı niteliğinde olup olmadığı kendisine sorulmak suretiyle belirlenmeli, beyanın anılan anlamlarda kullanıldığı saptandığı takdirde duruma göre 185 veya 409’uncu maddesinde öngörülen prosedür işletilmeli, aksi durumda ise elde edilecek sonuca göre dava konusu istem hakkında karar verilmelidir
    Yukarıda açıklanan ve hükümden sonra ortaya çıkan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda; mahkemece, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirgin olup, bozulması gerekmektedir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Üye ..."in muhalefetine karşı, Başkan ..., Üyeler ..., ... ve ..."ın oylarıyla ve oyçokluğuyla 26.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    (M)

    KARŞI OY

    Dava, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesinin hükmü delaletiyle 506 sayılı Yasanın 79/10. Maddesi kapsamında hizmet tespit davasıdır.
    Davacı vekili, davasından feragat ettiğini beyan etmiş, mahkemece de “feragat nedeniyle davanın reddine” karar verilmiştir.
    Daire çoğunluğu ile aramızdaki ihtilaf, hizmet tespiti davasından vazgeçme (feragat) mümkün olup almadığı, aleyhe bozma yapılıp yapılamayacağı ve sonucuna göre mahkemece yapılacak işlemler yönündedir. Daire çoğunluğu, sosyal güvenlik hakkından feragatin olanaksız olduğu, ancak, davalının rızası ile davanın takibinden vazgeçilebileceği görüşündedir.
    T.C. Anayasasının 60. Maddesinde, herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu kabul edilmiş ve Devletin bu güvenliği sağlayacak tedbirleri alması öngörülmüştür. Kişiye sıkı sıkıya bağlı olan bu temel güvenlik hakkından 506 sayılı yasa 6. Maddeye göre, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez. Başkasına devretmek yolunda hükümler konulamaz.”
    Feragat, HUMK’nda 91. Maddede, yeni HMK’nda ise 307. Maddede düzenlenmiştir. Kural olarak her davadan feragat edilebilir. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi, açmış olduğu davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Dava konusu üzerinde tarafların tasarruf yetkisi bulunmasa bile davacı davasından feragat edebilir. (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, sh. 3650).
    Bazı hallerde, davacının feragati bir sonuç doğurmaz. Şuyuun giderilmesi davasında olduğu gibi, sosyal güvenlik hakkına ilişkin davalardan da vazgeçme, feragat mümkün değildir. Bu tür davalarda feragat nedeniyle davanın reddine karar verilip temyiz edilmeden kesinleşse bile, yeniden dava açılmasına engel olmadığı Dairemizin yerleşik görüşlerindendir. Ne var ki, hiç kimse açmış olduğu davayı takibe de zorlanamaz.
    Daire çoğunluğu, davadan feragat halinde, HMK 123. Madde uyarınca, davalının açık rızası dışında davasını geri alabileceği ya da, 150. Madde uyarınca, dosyanın işlemden kaldırılabileceği ve takipsiz bırakılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilebileceği görüşündedir.
    Somut olayda, davalı Kurum, feragate karşı çıkmamış, vekâlet ücretini temyize getirmiştir. Tarafların talep etmediği, üzerinde uyuştukları hüküm dışına çıkarak aleyhe bozma yasağı nedeniyle karar verilemez.
    HMK 123. maddede, “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir” hükmü vardır. Eldeki davada, davalı Kurum, sadece vekâlet ücretini temyize getirip diğer hususları kabul ettiğinden, davanın geri alınmasına rızası vardır. Bu nedenle mahkeme tarafından HMK 150. maddenin
    işletilmesine gerek olmadan doğrudan “HMK 123. madde kapsamında davanın geri alınması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmelidir. Davacının davasından feragat veya davasını atiye bırakma gibi beyanları da HMK 123. Madde kapsamında yorumlanmalıdır. Bu durumda, aleyhine dava açılması nedeniyle davalı tarafa vekâlet ücreti de vermek gerekecektir.
    Yukarıdaki açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşündeyim.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi