22. Hukuk Dairesi 2017/22581 E. , 2019/11256 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde İş Kanununa tabi uzman işçi olarak çalıştığını, çalıştığı döneme ilişkin ilave tediye alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, talep edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, kalkınma ajanslarının 6772 sayılı Kanun kapsamında olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut olayda davacı davalıya ait ajans bünyesinde İş Kanununa tabi uzman olarak çalıştığını, 2009 yılında işe başladığını, dava tarihi olan 11/02/2015 tarihinde halen çalışmaya devam ettiğini, ilk ücretinin net 4.250,00 TL olup daha sonra değişen net ücretlerine göre 2009 yılı için 1.841,71 TL, 2010 yılı için 7.366,84 TL, 2011 yılı için 7.453,68 TL, 2012 yılı için 7.583,68 TL, 2013 yılı için 7.800,00 TL, 2014 yılı için 8.580,00 TL, 2015 yılı için 13 gün karşılığı 2.209,35 TL ilave tediye alacağına hak kazandığını, böylece toplam ilave tediye alacağının 42.835,26 TL olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bu miktarın tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece bilirkişi raporu ve ıslah doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek, 40.993,52 TL net ilave tediye alacağının dava tarihinden itibaren 1.454,37 TL net ilave tediye alacağının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacının 2009 yılına ait ilave tediye alacağı zamanaşımına uğradığından 1.841,71 TL lik talep yönünden davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
Öncelikle gerek dava dilekçesi, gerekse ıslah dilekçesine konu ilave tediye miktarı yönünden ayrı ayrı zamanaşımı savunması değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmesi isabetlidir. Davacının Kuruma ilave tediye alacağının ödenmesi talebi ile başvurması zamanaşımını kesen sebeplerden birisi olmayıp, sadece temerrüde yönelik sonuç doğurmaktadır. Ancak somut olayda davacı, ilave tediye talebini yıllara göre sınırlamış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda (zamanaşımı savunması gözetilmiş ise de), bu sınırlama gözetilmeksizin hesaplama yapıldığı böylece denetime elverişli olmayan bir sonuç ortaya çıktığı ifade edilmelidir. Ayrıca, bilirkişi raporunda dava tarihi itibariyle beş yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınarak 2010 yılının Şubat ayı öncesindeki döneme ilişkin herhangi bir hesaplama yapılmamış, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının 44.289,63 TL ilave tediye alacağı bulunduğu belirlenmiştir. Davacının dava dilekçesindeki talep miktarı 42.835,26 TL olup, ıslah dilekçesi ile aradaki fark oranında talebini artırmıştır. Buna göre bilirkişi raporunda zaten 2009 yılı dışlanarak hesap yapıldığı, ancak mahkemece hem bu hesaba göre karar verildiği, hem de davacının 2009 yılı için 1.841,71 TL tutarındaki talebinin zamanaşımı sebebiyle reddine karar verildiği anlaşılmakta olup, bu durum çelişki yaratmaktadır.
3-6772 sayılı Kanun"un 4. maddesine göre, ilave tediye alacağının ödeme zamanını, Bakanlar Kurulu belirler. Bakanlar Kurulunun kararı ile ilave tediye alacağı muaccel hale gelir. İlave tediye hesabı, Bakanlar Kurulunun belirlediği ödeme tarihlerindeki ücrete göre yapılmalıdır. Ödeme zamanı taraflarca kararlaştırılmadığında, Borçlar Kanunu"nun 101. maddesi uyarınca, temerrüt için alacaklının ihtarına gerek vardır. İlave tediye alacağı kanundan kaynaklandığından, talep halinde temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dilekçesi ekinde 30/09/2014 tarihli başvuru dilekçesi ile davalı işverenin (aralarında davacının da bulunduğu) bir grup işçiye ilave tediye alacağı ödenmesinin mümkün olmadığına dair Yönetim Kurulunca alınan kararın tebliğine ilişkin 06.01.2015 tarihli yazısını sunmuştur. Dosya kapsamında davacının 30/09/2014 tarihli başvuru yazısının davalı tarafından teslim alındığına dair bir kayıt bulunmamaktadır. Ancak davalı işveren 06/01/2015 tarihli yazısı ile davacıya ilave tediye ödemesi yapılmasının mümkün olmadığını bildirdiğinden, bu tarih itibariyle davacının talebinden haberdar olduğu ve aynı tarihte temerrüt olgusunun gerçekleştiği kabul edilmelidir. Mahkemece hatalı hukuki diğerlendirme yapılarak dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.
Temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 21/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.