Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5363
Karar No: 2019/4944
Karar Tarihi: 27.06.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/5363 Esas 2019/4944 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/5363 E.  ,  2019/4944 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 27/09/2017 tarih ve 2017/156-2017/342 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 25.06.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... Şahin dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin 2004/4842-2 sayılı halı ürünlerini içeren tasarım tescilinin sahibi olduğunu, davalının kötüniyetli biçimde müvekkili tasarımının aynısı olan halı ürünlerini üreterek satışını gerçekleştirdiğini, davalının bu şekilde müvekkilinin tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüz yarattığını ileri sürerek davalıların üretim ve satışını gerçekleştirdiği halı ürünlerinin biçiminin müvekkilinin tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüz yarattığının tespitine, tasarım hakkına tecavüzün men ve ref"ine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminat ile 10.000,00 TL itibar tazminatının davalıdan tahsiline ve tesis edilecek hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş; birleşen davada da hükmedilecek tazminatlara davalıya eyleme son vermesi istemiyle Ankara 25. Noterliği"nden gönderdikleri 17/02/2006-6169 tarih/sayılı ihtarnamenin tebliğ edildiği 27/02/2006 tarihinden itibaren işleyecek avans faizinin eklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı vekili, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre, asıl ve birleşen dosyalarla açılan “tecavüz konusu ürünlerin üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara el konulması” istemini içeren davanın reddine, mahkemenin 04/06/2014 gün 2006/372 Esas, 2014/158 Karar sayılı kararının kesinleşen kısımları (Davalı şirketin, davacıya ait 2004/4842-2 sayılı tasarımın aynısının/belirgin şekilde benzerinin üretim ve satışını gerçekleştirme eyleminin davacının tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturduğunu tespitine, davalının, davacının tasarım hakkına yönelik tecavüzünün men ve ref"ine, tecavüz suretiyle üretilen ve ithal edilen ürünlere ... el konulmasına, 17.655,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın 27/02/2006 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesini müteakip özetinin, masrafı davalıdan alınmak kaydı ile tüm Türkiye"de yayımlanan gazetelerden birinde bir defa ilânına, fazlaya yönelik istemlerin reddine,) hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 186. maddesi uyarınca, tarafların tüm delilleri toplanıp inceledikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra, hakimin, aynı Yasa"nın 298. maddesi uyarınca, kararı gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu 297. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Ne var ki, uygulamada Yasa"nın 294/4 fıkrası hükmüne dayanılarak, zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde, HMK"nın 297"nci maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılması zorunludur. Esasen, kısa karar yazıp tefhim etmekle davadan el çekmiş olan hakimin, artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa"nın 141. maddesi ile HMK"nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksi düşünce ve uygulama yargının, yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Somut olayda ise; mahkemece, kısa kararda, “Davanın reddine, mahkememizin 04/06/2014 gün ve 2006/372 Esas 2014/158 Sayılı kararında kesinleşen kısımlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiş iken, gerekçeli kararda “asıl ve birleşen dosyalarla açılan “tecavüz konusu ürünlerin üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara el konulması” istemini içeren davanın reddine, mahkememizin 04/06/2014 gün 2006/372 Esas, 2014/158 Karar sayılı kararının kesinleşen kısımları (Davalı şirketin, davacıya ait 2004/4842-2 sayılı tasarımın aynısının/belirgin şekilde benzerinin üretim ve satışını gerçekleştirme eyleminin davacının tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturduğunun tespitine, davalının, davacının tasarım hakkına yönelik tecavüzünün men ve ref"ine, Tecavüz suretiyle üretilen ve ithal edilen ürünlere ... el konulmasına, 17.655,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın 27/02/2006 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesini müteakip özetinin, masrafı davalıdan alınmak kaydı ile tüm Türkiye"de yayımlanan gazetelerden birinde bir defa ilânına, fazlaya yönelik istemlerin reddine,) hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür. Bu durum karşısında, kısa ve gerekçeli kararlar arasında çelişki oluştuğu gibi infazda da tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmiştir. Bu suretle, mahkemece 10/04/1992 gün ve 1992/7 esas, 1992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde, bu kısa kararla bağlı kalınmadan, Dairemizin 01/12/2015 tarihli bozma ilamında hükmün kısmen onanmasına dair bir karar verilmediği, ancak bu bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma neden ve şekline göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıya iadesine, 27/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi