3. Hukuk Dairesi 2019/39 E. , 2019/1190 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı DEDAŞ tarafından kaçak/usulsüz elektrik kullandığından bahisle aleyhine düzenlenen 21.02.2011 tarih ve 70360 seri numaralı tutanak neticesinde 24.520, 70 TL tahakkuk ettirildiğini, kaçak elektrik kullanmadığını ileri sürerek, kaçak /usulsüz elektrik kullanım zabıt varakasının hükümsüzlüğünün tespiti ile iptaline,davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı hakkında yapılan işlem ve neticesinde tahakkuk ettirilen bedelin mevzuata uygun olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda, davaya konu trafonun davacıya ait olduğunun kanıtlanamaması nedeniyle davacının kaçak tutanağından sorumlu olmayacağının bildirildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2015/19696 Esas – 2017/10678 Karar sayılı ve 22/06/2017 tarihli kararı ile; " ... Somut olayda, davacının yargılandığı ceza dosyasında verilen beraat kararının temyiz incelemesi sonucunda bozulmasına karar verildiği, dosyanın henüz derdest olduğu, ceza dosyasında verilecek mahkumiyet kararı, suçun sanık tarafından işlenmediğine dair verilecek beraat kararı ile eylemin hukuka aykırılığını ve nedensellik bağını saptayan maddi olguların hukuk hakimini bağlayacağı dikkate alındığında, mahkemece, derdest olan davacı hakkındaki yukarıda anılan ceza dosyası sonucunun bu dava için bekletici mesele yapılarak, hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, davacı hakkındaki ceza dava dosyasının sonucu beklenmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmuş, ceza davasında verilen kararın kesinleşmesi beklenmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 21/02/2011 tarih ve 70360 seri numaralı kaçak ve usulsüz elektrik tespit tutanağı nedeniyle davalıya 24.520,70 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen Borçlar Kanunu"nun 53.maddesi hükmünde, "Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile de bağlı değildir.
Bundan başka ceza mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez." denilmektedir. Aynı düzenleme yeni Türk Borçlar Kanununun 74.maddesi hükmünde de “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde önceki kanuna uygun şekilde düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı hakkında açılan ceza davasında delil yetersizliği nedeni ile verilen beraat kararının kesinleştiği, mahkemece her iki dava dosyasına sunulan bilirkişi raporlarının uyumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır .
Kaçak elektrik tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitler içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Bu nedenle ispat yükü, tutanağın aksini iddia eden davacı tarafa aittir.
Somut olayda, davalı elemanlarınca yapılan kontroller sırasında, davacının kaçak elektrik kullandığı saptanmış ve kaçak elektrik tutanağı düzenlenmiştir . Kaçak tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Davacı taraf, tutanağın aksini ispat edememiştir. Tutanak içeriği ile davacının kaçak elektrik kullandığı kesin bir biçimde saptandığından, davacının kaçak elektrik kullanılmadığı yönündeki beyanına itibar edilemez.
Mahkemece konusunda uzman elektrik mühendisi bilirkişi kurulundan davalının davacı yandan talep edebileceği kaçak elektrik bedelinin, tutanağın düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, tüm itirazların değerlendirilmesi ,sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.