3. Hukuk Dairesi 2017/11915 E. , 2019/1211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar asıl davada; ... İli, ... İlçesi, Hürriyet Mahallesi, 359 Ada, 1 Parselde kayıtlı davaya konu gecekondunun bulunduğu Maliye Hazinesine ait taşınmazın, bedeli ödenerek tapu tahsis belgesi ile birlikte 16.07.1985 tarihinde babaları muris ... adına tahsis edildiğini, taşınmazın imar planında YSE Genel Müdürlüğü"ne tahsisli olması ve 2981 sayılı Yasanın 14/a maddesi gereği genel kullanıma ayrılmış kamu alanlarının af hükmünden yararlanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle tapu tahsis belgesinin iptaline karar verildiğini ileri sürerek; tapu tahsis belgesi karşılığı Hazineye ödenen 654.000 Eski TL arsa bedelinin, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca güncellenerek ulaşacağı alım gücünün tespit edilerek belirlenecek olan bedelden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000,00 TL nin işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişler; 11/07/2016 tarihli ıslah dilekçeleriyle taleplerini 114.447,00 TL" ye yükseltmişlerdir.
Davacılar birleşen davada ise ; yine aynı ada ve parselde kayıtlı, bu kez başka bir gecekondunun bulunduğu Hazineye ait taşınmazın bedeli ödenerek 10.07.1985 tarihinde tapu tahsis belgesi ile birlikte babaları adına tahsis edildiğini, aynı gerekçelerle davalı idare tarafından tapu tahsis belgesinin iptaline karar verildiğini ileri sürerek; tapu tahsis belgesi karşılığı Hazineye ödenen arsa bedelinin, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca güncellenerek ulaşacağı alım gücünün tespit edilerek belirlenecek olan bedelden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000,00 TL nin işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı asıl ve birleşen davada; asıl ve birleşen davanın zamanaşımına uğradığını, davalı idareye husumet yöneltilemeyeceğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; 30/05/2016 tarihli hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulü ile 114.447,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) 6100 Sayılı HMK"nın 297/2 maddesine göre; Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Somut olayda; Mahkemece, davacılar tarafından açılan tarafları ve konusu aynı olan davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle, HMK"nın 166/1 maddesi uyarınca davaların birleştirilmesine karar verilmiş ise de ; birleşen dava hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır.
Hal böyle olunca , mahkemece; asıl ve birleşen davanın birbirinden bağımsız, müstakil davalar olduğu gözetilerek, ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin ayrı ayrı tayin edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,18.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.