11. Hukuk Dairesi 2018/142 E. , 2019/4960 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce verilen 24/06/2015 gün ve 2014/195 - 2015/192 sayılı kararı düzeltilerek onayan Daire"nin 03/10/2017 gün ve 2016/2506 - 2017/4992 sayılı kararı aleyhinde davalı şirket vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; davalı adına tescil edilen tasarımın müvekkiline ait tasarımla birebir aynı olduğunu ileri sürerek tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili; müvekkiline ait tasarımların farklı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı TPE vekili; anılan kararın hukuka uygun olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, TPE YİDK kararını itiraz üzerine sunulan delillere göre verdiği gerekçesiyle YİDK iptaline ilişkin davanın reddine, tasarımın yenilik vasfı taşımadığı gerekçesiyle hükümsüzlük davasının kabulüne dair verilen karar davalı vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce düzeltilerek onanmıştır.
Bu kez davalı şirket vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve davacı delilleri arasında yer alan katalog ve katalogdaki kod numarasını gösteren 2012 tarihli fatura birlikte değerlendirildiğinde, davacının, dava konusu tasarım başvurusundan önce tasarımın aynı veya benzerini satışa arz etmekle kamuya sunmuş olduğunun anlaşılmasına ve davalının gerek yargılama sırasında gerekse temyiz ve karar düzeltme aşamasında mezkur fatura ve kataloğun muhdes (uydurma) delil niteliğinde olduğunu açıkça iddia ve ispat etmemiş olması nedeniyle mahkemece HMK"nın 198. maddesi çerçevesinde anılan kataloğun yenilik kırıcı delil olarak kabul ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK"nın 442. Maddesi gereğince REDDİNE,
aşağıda yazılı bakiye 27,10 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalı şirketten alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 27/06/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1- Dava, tasarım başvurusuna itirazın reddine dair TPMK YİDK kararının iptali ile tasarımın hükümsüzlüğü taleplerine ilişkindir.
2- Somut olayda, davalı tarafın porselen sos kaşığı emtiası için yapmış olduğu 2013/1817 sayılı tasarım başvurusuna, davacı taraf, kendisi adına önceden tescilli 2011/1652-21 sayılı tasarımını gerekçe göstererek itiraz etmiş, TPMK YİDK tarafından her iki ürün görsellerinin farklı ve ayırt edici görülmesi üzerine itirazın reddine karar verilmiştir. Davacı taraf, itirazda dayandığı tescilli tasarımın yanında, “eski tarihli” olarak nitelemek suretiyle davaya konu katalogda yer alan görseli gerekçe göstererek YİDK kararının iptali ile tasarımın hükümsüzlüğü talebinde bulunmuştur.
3- Olaya uygulanacak mülga 554 sayılı KHK’nın 6 ve 7.maddeleri uyarınca, bir tasarımın tescil edilebilirlik şartlarının en başında o tasarımın, daha önce kamuya sunulmuş olan tasarımlara nispetle yeni ve ayırt edici olmasına bağlıdır. Yenilikle kastedilen bir tasarımın aynısının daha önce kamuya hiç sunulmamış olması, ayırt edicilik ise; tescil edilmek istenilen tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim itibariyle önceki tasarımlara nispetle belirgin bir farklılığa ulaşmış olmasıdır.
4- Somut olayda, davacının önceki tasarımının yenilik kırıcı nitelikte olmadığı, ancak şayet delil niteliğinde kabul edilirse katalogdaki ürün görseli karşısında davalı tasarımının yeni ve ayırt edici nitelikte olmadığı konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır.
5- 6102 sayılı HMK’nın “ispat yükü” başlıklı 190. maddesi uyarınca, bir davada ispat yükü, kural olarak iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Somut olayda da, davacı taraf davalı adına tescil olunan tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığı iddiasında bulunmakla bu iddiasını usulüne uygun şekildeki yazılı delillerle ispat etmesi gerekir.
6- Dairemizin önceki yerleşik uygulamalarına göre (bkz. Yargıtay 11. HD. 27.04.2010 T. ve 2010/1385-4593; Yargıtay 11. HD. 20.01.2014 T. ve 2013/11670-2014/119), bir tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığı bir katalog yardımıyla ispat edilmek isteniliyor ise, sunulan kataloğun mutlaka tasarım başvurusundan önceki tarihteki bir dönemi kapsaması, baskı tarihinin de mutlaka bu tarihten önce olması gerekir. Somut olayda ise, kataloğun üzerinde hangi yıl ürünlerinin tanıtımına ilişkin olduğuna ilişkin MODEL YILI bulunmadığı gibi, katalog üzerinde her hangi bir BASKI TARİHİ ile kataloğun hangi matbaa tarafından basıldığı ve matbaadan alınan MATBAA BASKI FATURASI da bulunmamaktadır. Davacı tarafça, tasarım başvurusuna itiraz anında da sunulmayan Katalogun, başvuru tarihinden önce basılmış ve dağıtılmış olduğunu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ispat yükü altında olan davacı bu yöndeki iddiasını ispat edememiştir. Mahkemece rapor alınan bilirkişi heyeti, katalogda bu eksiklikleri raporda tespit etmiş ise de, davacı taraf yargılama sırasında şayet ellerinde matabaa faturası varsa bu eksiklikleri tamamlama yoluna gitmemiştir. Bu nitelikteki faturalar Dairemiz yerleşik uygulamalarına göre kanaat verici delil niteliğinde kabul edilmemektedir.
7- Davacı taraf her ne kadar Katalogda yer alan ürün kodu ile örtüşen satış faturasının bulunduğunu belirtmiş ise de, bir kez katalog delil niteliğinde bulunmadığına ve her zaman bastırılabilecek olmasına göre, faturalarda yer alan ürün kodlarının da bir başka ürüne ait olabilme ihtimali de bulunduğundan bu delil dahi ispata yeterli olmadığı halde, mahkemece delil niteliğinde olmayan Kataloga dayalı olarak davanın kabulüne dair kararının onanmasına karşı yapılan karar düzeltme isteminin kabulü gerekirken bu istemin reddine karar veren Daire çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.