3. Hukuk Dairesi 2017/10664 E. , 2019/1216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar,davaya konu... ili ,Merkez İlçesi, Doluharman köyünde kain 779 no"lu parselin maliki olduklarını, davalı ... şirketinin sorumluluğunda bulunan elektrik hattının iletkenin kopmasından kaynaklı şebekenin işletmesinde gereken özenin gösterilmediğinden ötürü çıkan yangında zilyetliklerindeki dava konusu taşınmazın zarara uğradığını,... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2015/69 D.iş sayılı dosyası ile yaptırmış oldukları tespit ile ilgili olarak bilirkişi raporu aldırıldığını, haksız fiil nedeniyle meydana gelen zarar için HMK 107. maddesi uyarınca fazlaya ilişkin 3.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren, delil tespit dosyasındaki 977,40 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiş,mahkemece 03.05.2016 tarihli celsede verilen ara karar uyarınca delil tespit dosyasında belirlenen 79.530 TL üzerinden eksik harcın tamamlanması istenilmiş ve davacılar tarafından bedel artırım dilekçesi ile harç eksikliği giderilerek dava değeri 80.507,40 TL "ye yükseltilmiştir.
Davalı , davaya konu olayın dava dışı ... Tic. Ltd. Şti sorumluluk alanında gerçekleştiğini, şirketlerinin olayda herhangi bir kusur ve ihmali bulunmadığını, sözleşme gereği sözleşme konusu işlerin yapılması esnasında ve yapılmasına müteakip yaptığı işlerle ilgili idare kendi ve üçüncü şahıslara verilebilecek her türlü can ve mal ziyanından yüklenici firmanın sorumlu tutulduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, talep ile bağlı kalınarak 79.530,00 TL tazminatın 13/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte; davacı tarafça... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/69 D.iş dosyasında yaptığı masraf bedeli olan 967,80 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Bilindiği üzere zarar, malvarlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır.
Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir. Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise, ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir.
Somut olayda;mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyet raporu incelendiğinde,bu raporda meydana gelen zararın belirlenmesi noktasında tespit dosyasındaki ziraat bilirkişi raporuna atıfta bulunulduğu,zarar miktarının ağacın cinsi,yaşı,ağaç sayısı ve birim fiyatı üzerinden belirlendiği,bu şekli ile zarar miktarının yukarıda belirtilen yönteme göre hesaplanmadığı,yine aşamalarda davalı tarafça sunulan itirazların da alınan bilirkişi heyet raporu ile tam olarak karşılanmadığı anlaşılmakla,söz konusu heyet raporundaki zarar miktarının belirlenmesine yönelik kısmının hükme esas alınamayacağı açıktır.
3-Bundan ayrı olarak,Borçlar Kanunu"nun 43/1.maddesinde ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 51/1 maddesinde, hâkimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği açıklanmış olup, bu yasal düzenlemenin, hükmedilecek tazminatın miktarının tayininde gözönünde bulundurulması gerektiği de açıktır.
Nitekim,davaya konu taşınmazın zemininde kuru otların mevcudiyeti,gerekli bakımın yeterince yapılmamış olması,mevsim ve bölgedeki iklim koşulları da dikkate alındığında hükmedilen tazminattan TBK’nun 51/1 maddesi uyarınca uygun bir miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken,bu husus da gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece,alanında uzman ziraat bilirkişi heyetinden meydana gelen zararın tespiti noktasında yukarıda ikinci bentte ifade edilen yönteme uygun,Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması,yine belirlenecek zarardan taşınmazın zemininde kuru otların mevcudiyeti,gerekli bakımın yeterince yapılmamış olması,mevsim ve bölgedeki iklim koşulları da nazara alınmak suretiyle TBK"nun 51. maddesi uyarınca uygun miktarda hakkaniyet indirimi de yapılması suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.