3. Hukuk Dairesi 2020/5963 E. , 2021/4212 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile sistem kullanım anlaşmaları imzaladığını, davalının 14/01/2011 ile 27/06/2012 tarihleri arasında sözleşmede öngörülen uyarı şartını yerine getirmeksizin 29/04/2013 tarihinde geçmişe dönük olarak cezai şarta ilişkin toplam 163.230,86 TL bedelli 17 adet fatura tanzim ettiğini, yasal süre içinde bu faturalara itiraz edildiğini, itirazlarına rağmen davalının faturaları tekrar tebliğ ederek ödeme talep ettiğini, gecikme zammına maruz kalmamak için (163.230,86 TL fatura, 809,55 TL faiz) 164.040,41 TL"yi ihtirazi kayıtla ödediklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacıya ödenen cezai şart bedellerinin haksız olduğunun tespiti ile şimdilik 50.000 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 04/02/2019 tarihinde talebini 164.040,41 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı; uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğunu, esasa ilişkin olarak, Ağustos 2011-Temmuz 2012 dönemi için 14/01/2011 tarihli sistem kullanım anlaşmasının, Ağustos 2012-Aralık 2012 dönemi için 27/06/2012 tarihli sistem kullanım anlaşmasının cezai şartlar başlıklı maddesi uyarınca işlem yapıldığını, "iletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişilerin iletim sisteminin her bir ölçüm noktasında çekecekleri endüktif reaktif enerjinin/verecekleri kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması" şeklinde tanımlanan ihlalle ilgili ceza faturalarının düzenlendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ceza faturasının idari bir işlem olduğu, bu konuda idari yargı görevli olduğu gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan reddine dair verilen karar davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 24/04/2017 tarihli ve 2015/40262 E., 2017/4906 K.sayılı ilamıyla taraflar arasındaki “Sistem Kullanım Anlaşması” ile davacı tarafa özel hukuk hükümlerine göre sözleşmede belirlenen şartlarda elektrik enerjisinden faydalanma hakkı verildiği, sözleşmenin imzalanmasından sonraki tüm aşamalar ve ihtilafların özel hukuk alanını ilgilendirmekte olup, dolayısıyla uyuşmazlıkların çözümünde de görevli mahkemenin adli yargı mahkemeleri olduğu, mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacı aleyhine tahakkuk eden cezai şartların, davalı tarafından, ilgili ayın sonunda hesaplanıp faturaya bağlanması ve bu faturaların davacıya bildirim olarak gönderilmesi gerektiği, davalının Ağustos 2011 - Aralık 2012 arasındaki dönemde her ay için davacı aleyhine tahakkuk etmiş olan cezai şart tutarlarını, 29/04/2013 tarihine kadar faturaya bağlamadığı, davalının, 14.01.2011 tarihli sözleşme döneminde davacı aleyhine tahakkuk etmiş olan cezai şart tutarlarını, işbu sözleşmenin sona erip diğer sözleşmenin akdedildiği 27/06/2012 tarihinde dahi faturaya bağlamadığı gibi bu cezai şart tutarlarını talep etme hakkını saklı tuttuğuna ilişkin bir ihtirazi kayıt koymadan, davacıya elektrik kullandırmaya devam ettiği, bu nedenlerle davalının, cezai şart bedeli talep etme hakkını kaybettiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 164.040,41 TL"nin 27/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dava, sistem kullanım anlaşması uyarınca davalı tarafından tahakkuk ettirilen ceza faturaları nedeniyle davacı tarafından yapılan ödemelerin istirdadı istemine ilişkindir.
Karar tarihinden sonra, 02/12/2020 tarihli ve 31322 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7257 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33. maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 8"inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak.” şeklinde (d) bendi eklenmiş, aynı Kanunun 39. maddesi ile 6446 sayılı Kanuna eklenen Ek 3. madde ile de “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerin somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
2) Bozma nedenlerine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/04/2021 gününde oy birliği ile karar verildi.